Kemah’ın köylerinden Kömür’de yer alan tuz ocağı, 3 bin yıllık gelenekleriyle suyu tuza dönüştüren bir üretim merkezi olarak öne çıkıyor. Doğanın güneşli günlerinde havuzlar, suyun buharlaşmasıyla oluşan kristaller için uygun koşulları yaratıyor. Kömür köyü sınırında, Kemah’a sadece 4 kilometre uzaklıkta bulunan bu tesisler, 460 yıllık geçmişiyle bölgenin tuz ihtiyacını karşılamaya devam ediyor.
Geçmişte Doğu Anadolu Bölgesi’nin tuz ihtiyacının karşılandığı bu alanda, Osmanlı döneminde Ermeniler tarafından işletilen tünellerden çıkan tuzlu su, yaklaşık 100 metre derinlikteki galerilerden göletlere akıyor. Bu göletlerde su buharlaştıktan sonra kalan tuzlar, işçiler tarafından toplanıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde övgüyle anılan bu tuz ocağının köklü geçmişi 460 yıl öncesine dayanmaktadır.
Yakın zamanda yaklaşık 250 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu tesis, hava sıcaklığının artmasıyla üretimi de artırıyor. Zor koşullarda çalışan işçiler sayesinde Kemah tuzu, Doğu Anadolu’nun dört bir yanına yayılan illerin yanı sıra İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum, Trabzon ve İzmir’de de pazarlanıyor.
Yörenin uzun yıllardır üretimdeki değişmeyen kalitesi, gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatan bir tercih olarak gösteriliyor. İşletme sahibi Metin Tanrıkulu, Kemah tuzunun ağır metaller içermediğini vurgulayarak şu bilgileri paylaşıyor: “Doğal olarak elde edilen bu tuzda herhangi bir kimyasal katkı bulunmaz. Kaynağından akan suyla birleşen tuz, havuzlarda güneşin etkisiyle buharlaştırılarak tekrar kristalleşir. Üretimin ana şartı sıcak havaların olmasıdır. Bu süreç, Haziran ortasından Eylül ortasına kadar sürer ve Erzincan ile çevresinin tuz ihtiyacını karşılar.”
Kaynak: İHA
Yorumlar kapalı.