Van kedisi üzerinde yıllardır süren emek, kırmızı alarm olarak değerlendirilen tehditleri önemli ölçüde azaltmayı başardı. Bu zarif kedi ırkının beyaz ipeksi tüyleri, asil yürüyüşü ve değişik göz renkleriyle kentin simgelerinden biri olarak kalmaya devam ediyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Kedisi Araştırma Merkezi’nin müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki çalışmaların odağını yıllık doğumları üç parti halinde planlamak oluşturmaktadır. “Şu ana kadar üçüncü ve son doğum sezonunu tamamladık. Küçükler oldukları için biraz daha büyümeye ihtiyaç duyuyorlar; ancak 2025 yılında çoğu anne hariç diğerleri doğum yapacak durumda. Bu sezon yavru kalitesi ve sayısı açısından beklentilerimizi karşıladık,” dedi.
Günlük hedefler arasında daha iyisini ve daha güzelini ortaya koymak bulunuyor. Prof. Dr. Kaya, Van kedisinin kırmızı alarm seviyesinde bir tür tehlikesinin artık söz konusu olmadığını ifade etti. Göz renkleri konusunda iki gözü kehribar ya da turkuaz olanlarda riskler daha düşük olsa da, bir gözü turkuaz, diğer gözü kehribar olanlarda dikkatli olmak gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca il dışı ve yurtdışı çıkışların kısıtlanmasının, popülasyon dengesini korumaya yardımcı olduğunu belirtti. “Şu anda 1990’ların koşulları gibi acil bir durum yok; her yıl yaklaşık 100 aileye Van kedisi sahiplendiriyoruz,” sözleriyle sürecin sürekliliğine değindi.
Projeyi sürdürmenin zorluklarına dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, nesli tükenmekte olan bir türü korumanın uzun vadeli bir çaba gerektirdiğini vurguladı: ilisah etmek, orijinal formları ortaya çıkarmak ve bu formları çoğaltmak gibi adımların sürekliliğini sağlamanın gerekliliğini ifade etti. Buna göre, bilinçli politikalarla yönlendirme ve uzun vadeli emek bu projenin temel taşlarıdır.
Kaynak: İHA
Yorumlar kapalı.