İklim değişikliğinin etkileri Türkiye’de giderek belirginleşiyor. Uzmanlar, artık dört mevsimden iki mevsimlik bir iklim düzenine geçildiğini ifade ederken, kış aylarında yoğun kar ve yağışların geçmişte kaldığı bir döneme girildiğini belirtiyorlar. Artık sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor ve yazlar ülke genelinde aşırı sıcaklıklarla karakterize oluyor.
Bu değişimin ekonomi, ekoloji ve sosyoloji alanlarında önemli etkileri bulunuyor. En belirgin sonuçlardan biri iklim göçü olarak öne çıkıyor. Kırsal kalkınmanın zayıflaması, hayvancılık ve tarım faaliyetlerinde azalma ve bunun sonucunda gıda güvenliği risklerinin artmasıyla kendini gösteriyor. İnsanlar kırsal alanları terk ederek kentlere yöneliyor ve bu durum yerel ekonomiler üzerinde ciddi baskılar oluşturuyor.
İklim göçünü önlemek için uygulanması gereken politikalar, yağmur suyu hasadının güçlendirilmesi, gri su kullanımının yaygınlaştırılması ve yeraltı su kaynaklarının korunması gibi tedbirleri kapsıyor. Ayrıca fosil yakıt tüketiminin azaltılması da kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Yeryüzü sıcaklığının artış sebeplerinin başında fosil yakıt tüketimi geliyor. Şu anda dört mevsimden iki mevsime geçtiğimiz için bu dönüşüm yalnızca doğanın değil, insanların yaşam biçiminin de değişmesini gerektiriyor. Eğer iklimi korumazsak, insanlar iklimin peşinden göç etmek zorunda kalacaklar.
Kurumlar ve kamuoyunun bu dönüşüm sürecinde hızlı ve etkili adımlar atması önem taşıyor. İklim değişikliğinin yaratacağı sorunlar sadece çevresel değil, ekonomik kayıplar ve güvenlik riskleri içeren çok boyutlu etkiler doğuruyor.
Kaynak: İHA

Yorumlar kapalı.