Karacadağ bölgesinin volkanik toprakları, yaklaşık altı yıl boyunca nadasa bırakılarak dinlenen arazilere sahip. Bu süreçten sonra tescilli pirinç, mineral açısından zengin yapısını koruyarak toplu tüketime sunuluyor. Lyra markası altında paketlenen bu pirinç, istenildiği kadar adet ve boyutta müşterilere ulaştırılıyor.
Yapılan incelemeler ve üretici açıklamaları, pirincin glisemik endeksinin düşük olduğunu ve protein açısından zengin olduğunu gösteriyor. Özellikle sporcular, çocuklar ve diyabet hastaları için uygun bir besin kaynağı olarak öne çıkıyor. Diyarbakır’ın Karacadağ bölgesinde yetişen ve kar suyu ile beslenen bu pirinç, uzun yıllar güvenle kullanılır durumda sunuluyor.
Firmanın yöneticisi İclal Beşenk, pirinci Diyarbakır ve eşinin keşfiyle tanıttıklarını belirtiyor. Tanıtım çalışmalarının ve halk arasındaki farkındalık访ını artırmanın önemli olduğunu söylüyor: “Volkanik, verimli topraklarda yetişen bu pirinç, kimyasal işleme maruz kalmadan, ilaçsız tarımla elde ediliyor. 6 yıl süren nadas süreci, ürünün doğal yapısını korumasına yardımcı oluyor.”
Hasat dönemi, Nisan–Mayıs ayında ekimden sonra Eylül sonu ve Ekim başında gerçekleşiyor. Paketleme talebe göre yapılabiliyor ve ürün, fabrikada hiçbir beyazlatma veya koruyucu işlem görmüyor. Böylece pirinç, ilk haliyle ulaşılabilir ve doğal kalıtını koruyarak tüketiciye ulaştırılıyor.
Beslenme açısından önemli vurgu: Karacadağ pirincinin renk tonunun normal pirinçlerden daha koyu olması, işleme tabi tutulmamasından kaynaklanıyor. Bu durum, sofraya doğrudan getirildiğinde dağınık görünümlü olsa da doğal ve sade yapısını koruyor.
Kaynak: İHA

Yorumlar kapalı.